Ramazan ayının sona ermesi ve ardından bayramın gelmesiyle yaşantımızda olduğu kadar beslenmemizde de önemli değişiklikler bizi bekliyor. Oruçlu iken iki öğün olan beslenme şekline ve uzunca açlığa alışan vücut tekrar eski düzenine adapte olmakta zorlanabilir. Bu süreci mümkün olduğunca sorunsuz sağlıklı geçirmek, yavaşlayan metabolizmayı hızlandırmak için bayram ve sonrasındaki beslenmemize dikkat etmemiz gerekir.
Ölçüsüz ve dengesiz beslenmek diyabet, böbrek yetmezliği, kalp- damar hastalığı gibi kronik hastalığı olanlar dışında sağlıklı bireyleri bile olumsuz olarak etkiler. Bayramda, birden aşırı yemek, ikram edilen şekerli ve yağlı hamur işi tatlıların kontrolsüzce tüketilmesi sindirim sistemi rahatsızlıkları, kilo artışı başta olmak üzere pek çok sağlık sorununu da beraberinde getirebilir.
Bayramın ilk gününde sabah güne hafif bir kahvaltıyla başlamak, öğünleri sık ama porsiyon miktarı küçük olarak tüketmek sindirim sisteminin yükünü hafifletir ve bu geçiş sürecini kolaylaştırır. Besinleri tüketirken yavaş yavaş ve iyice çiğneyerek tüketmeye özen gösterilmelidir.
Tatlı seçiminde kızartma ve hamur işi tatlılar yerine mümkün olduğunca sütlü meyveli hafif tatlılar tercih edilmeli, küçük porsiyonlarda tüketilmelidir.
Sıcakların yüksek, sıvı kaybının fazla olduğu şu günlerde günlük su tüketimine daha fazla önem verilmeli belirli aralıklarla su içilmelidir.
Bayram ziyaretlerinde gün içerisinde ikram edilen çay ve kahve de aşırıya kaçılmamalı bitki çaylarıyla alternatif sağlanmalıdır.
Barsak hareketlerinin düzenli olması devamlılığının sağlanması için yeterince sebze ve meyve tüketilmelidir.
Her zaman olduğu gibi bayramda da sağlıklı pişirme yöntemleri (fırında ızgarada haşlama vb ) tercih edilmelidir.
Hayatımızın olmazsa olmazı olan fiziksel aktivite ihmal edilmemeli, bayram ziyaretlerinde yakın mesafelere yürüyerek gidilmeli veya kendimize yürüyüş alanları oluşturmalıyız.
HER GÜNÜNÜZÜN BAYRAM TADINDA OLMASI DİLEĞİYLE İYİ BAYRAMLAR DİLİYORUM.
semiyetosunkaya.com